İçeriğe geç

Bilinçdışı ne demek ?

Giriş – Bilinçdışı Nedir? Hayatımıza Nasıl Yansır?

Bazen kafamızda anlam veremediğimiz bir şey olur; bir hareket, bir his, bir düşünce… Tam olarak ne olduğunu çözemediğimiz ama yine de hayatımıza etki eden bir şeyler vardır. Birisiyle tanıştığınızda, ilk izlenimlerinizin, bilinçli bir değerlendirme yapmadan önce nasıl şekillendiğini hiç düşündünüz mü? Ya da yıllar önce unutmuş olduğunuz bir anı, aniden aklınıza geldiğinde, neden bu kadar güçlü bir şekilde hissettiniz? İşte bu tür duygular, düşünceler ve davranışlar, çoğu zaman bizim “bilinçdışı” dediğimiz alanda barınır.

Peki, bilinçdışı ne demek? Kendi kendimize sorabileceğimiz bu basit soru, aslında psikoloji ve felsefede oldukça derin tartışmalara yol açar. Çünkü bilinçdışı, yalnızca bilinçli farkındalığımızın dışında kalan düşünceleri değil; aynı zamanda bizi yönlendiren, kararlarımızı etkileyen gizli güçleri de içerir. Gelin, bilinçdışının dünyasına adım atalım ve bu terimi hem psikolojik hem de toplumsal açılardan nasıl anlamamız gerektiğini keşfedelim.

Bilinçdışının Tanımı ve Temel Kavramlar

Bilinçdışı Nedir? Temel Tanım

Bilinçdışı, kelime anlamı olarak, farkında olmadığımız, ancak yine de düşünce ve davranışlarımız üzerinde etkili olan zihinsel süreçlerdir. Sigmund Freud’un psikolojideki en önemli katkılarından biri, bilincin sadece bilinçli düşüncelerle sınırlı olmadığı, bunun dışında zihnimizin derinliklerinde, farkında olmadığımız bir alandaki düşüncelerin, dürtülerin ve anıların da etki yarattığıydı.

Freud’a göre, bilinçdışı zihnin büyük bir kısmını oluşturur ve bireylerin davranışları genellikle bu bilinçdışından yönlendirilir. Örneğin, bir kişi neden sürekli olarak kötü ilişkilere giriyor olabilir? Freud’a göre, bilinçdışındaki bastırılmış korkular ya da geçmişte yaşanmış travmalar, kişinin bugününü ve geleceğini etkileyebilir.

Bilinçdışı, biz farkında olmasak da kararlarımızı, inançlarımızı ve davranışlarımızı şekillendiren bir güç olarak işler. Bazen, bir olayı ya da durumu nasıl hissettiğimizi anlamadığımızda, bilinçdışımızın devreye girdiğini görebiliriz.

Freud ve Bilinçdışı Teorisi

Sigmund Freud, bilinçdışını ilk kez derinlemesine inceleyen isimlerden biriydi. Freud’a göre, zihnimiz üç ana bileşenden oluşur: bilinç, pre-bilinç ve bilinçdışı.
1. Bilinç: Anlık olarak farkında olduğumuz düşüncelerdir. Örneğin, şu anda okuyarak farkında olduğunuz her şey.
2. Pre-bilinç: Farkında olmadığımız, ancak isteğimizle erişebileceğimiz bilgilerdir. Mesela, telefon numaralarını hatırlamamak ama ihtiyaç duyduğumuzda hemen hatırlamak.
3. Bilinçdışı: Zihnimizin derinliklerinde gizli kalan, çoğunlukla bastırılmış duygular, travmalar, arzular ve anılardır.

Freud, bilinçdışının, özellikle insanın çocukluk dönemindeki yaşantıları ve bastırılmış duyguları ile şekillendiğini öne sürer. Bu duyguların bastırılması, bireyin psikolojik sorunlarını oluşturabilir. Freud’a göre, bilinçdışı sadece bilinçli zihnimizin gerisinde bir depolama alanı değil, aynı zamanda bireyin kişiliğini, davranışlarını ve toplumla olan ilişkisini doğrudan etkileyen bir alandır.

Bilinçdışı ve Günlük Hayat: Gözlemler ve Etkiler

Bilinçdışının Günlük Davranışlarımıza Etkisi

Bilinçdışının gündelik yaşamda nasıl işler hale geldiğini anlamak için, bazen kendi davranışlarımıza dikkatlice bakmamız gerekir. Birisinin sözlerine anında tepki verdiğinizde, bu tepkinin sebebi aslında belki de geçmişte yaşadığınız bir olaydan kaynaklanan bilinçdışı bir izlenim olabilir.
– Bilinçdışı Tepkiler: Bir kişinin gülüşüne ya da bir cümlenin tonlamasına tepki verirken, aslında geçmiş deneyimlerden veya çocukluk anılarından kalan bir izlenimden etkilenmiş olabilirsiniz. Freud’a göre, bu tür tepkiler, bilinçdışındaki izlenimlerin, farkında olmadan davranışa dönüşmesidir.
– Rüyalar ve Bilinçdışı: Freud, rüyaların bilinçdışının bir “penceresi” olduğunu savunmuştur. Rüyalar, bilinçdışındaki bastırılmış duyguların ve düşüncelerin sembolik bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Rüyalar, kişinin günlük hayatta bastırdığı duyguların dışa vurumudur.
– İçsel Çatışmalar: Bilinçdışındaki dürtüler, genellikle bireyin bilinçli benliğiyle çatışma içine girer. Örneğin, bir insanın bilinçdışı arzuları, toplumsal normlarla ya da etik değerlerle çatışabilir. Bu çatışma, bireyi psikolojik anlamda zorlayabilir ve sıkça içsel stres yaratabilir.

Bilinçdışı ve Toplumsal Yapı: İdeoloji ve Kültür

Toplumsal Normlar ve Bilinçdışının Etkisi

Bilinçdışı yalnızca bireysel bir mesele değildir. Toplumun kolektif bilinçdışı da vardır ve bu kolektif bilinçdışı, kültürel normlar, ideolojiler ve toplumsal değerlerle şekillenir. Toplumlar, tarihsel olarak belirli düşünce biçimlerini ve değerleri bilinçdışında yerleşik hale getirmiştir.
– Kültürel Kalıp ve İçselleştirme: Bir toplumda, kadınların belirli rolleri ve erkeklerin başka roller üstlenmesi gibi kalıplar, toplumsal bilinçdışında kök salar. İnsanlar, bu kalıpları farkında olmadan içselleştirir ve toplumsal yaşamda bu kalıplara göre davranırlar. Örneğin, kadınların daha şefkatli, erkeklerin ise daha güçlü ve lider karakterlerde olma beklentisi, bilinçdışına yerleşmiş bir toplumsal normdur.
– İdeolojilerin Bilinçdışı Etkisi: Toplumda egemen olan ideolojiler, bireylerin düşüncelerini bilinçdışı düzeyde şekillendirir. Eğitim sisteminin, medya aracılığıyla bireylere sunduğu mesajlar, çoğu zaman bilinçdışına yerleşir ve bireylerin ideolojik görüşlerini bilinçli olarak sorgulamadan benimsemelerine yol açar.

Günümüzde Bilinçdışı ve Modern Psikoloji

Modern Psikolojide Bilinçdışı Yaklaşımları

Günümüzde bilinçdışı üzerine yapılan çalışmalar, sadece Freud’un teorileriyle sınırlı değildir. Modern psikoloji, bilinçdışı süreçlerin nörobilimsel ve bilişsel yönlerini de keşfetmeye başlamıştır. Bilinçdışının beynin işleyişiyle nasıl etkileşimde bulunduğu, son yıllarda yapılan araştırmaların önemli bir parçasıdır.
– Nörobilim ve Bilinçdışı: Beyindeki bilinçdışı aktiviteler, özellikle sinirsel ağlar üzerinden yapılan çalışmalarla daha iyi anlaşılmaktadır. Bilinçdışı düşünceler, beynin otomatik olarak gerçekleştirdiği işlerdir ve bu düşünceler, beynin daha derin bölgelerinde şekillenir.
– Bilişsel Psikoloji ve Bilinçdışı: Bilişsel psikoloji, bilinçdışının zihinsel süreçlere nasıl etki ettiğini inceler. Özellikle otomatik düşünceler, davranışlar ve hatırlama süreçleri, bilinçdışının birer örneğidir. İnsanların çoğu zaman düşünmeden yaptığı hareketler, aslında bilinçdışı zihinsel süreçlerin bir sonucudur.

Sonuç: Bilinçdışı ve Kendi Kendimizi Anlama Süreci

Bilinçdışı, düşündüğümüzden çok daha derin ve geniş bir alanı kapsar. Sadece bireysel değil, toplumsal yapıları, ideolojileri ve kültürel normları da etkiler. Kimi zaman, kendimizi ya da başkalarını daha iyi anlamak için bilinçdışının derinliklerine inmek gerekebilir. Eğer bilinçli zihnimiz yalnızca yüzeydeki küçük bir buzdağıysa, bilinçdışımız aslında bu buzdağının büyük kısmını oluşturur.

Bilinçdışımız, bizi biz yapan, toplumu toplum yapan unsurlarla derinlemesine ilişkilidir. Sizce bilinçdışı sadece bireysel bir mesele midir? Toplumun bilinçdışını nasıl şekillendiren unsurlar vardır?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort deneme bonusu veren siteler
Sitemap
bets10